Kendimi bildim bileli düşünsel dünyamı eleştirel bir eksende konumlandırdım. Güçlünün değil mazlumun, sermayenin değil emeğin... Eğrinin kalabalığından doğrunun yalnızlığı daha kıymetli ve anlamlı gelmiştir hep. Bilindiği üzere Darende Belediyesi plana uyulmadığı ve kaldırımın işgal edilmesini gerekçe göstererek Birleşik Mağazalar'ın (BİM) Darende'de faaliyet gösteren şubesini kapattı. Darende Postası'ndaki yazılarıma başlamadan önce siz değerli Darende halkının sadasına köprü olacağıma dair akitim bakidir. Darende halkının yorumları ve eleştirileri doğrultusunda bu haftaki yazımda bu hususu gündemime almayı uygun buldum. Rahmetli Ferhan ŞENSOY'un "Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı" edasında olmasa da ben de büyük sermaye sahiplerinin bakkaliye mefhumunu yok etmesinden üzüntü duyanlardanım. Ben de pek çoğunuz gibi eskinin mahalle bakkallarının şimdinin koca koca marketlerinden daha iyi daha sıcak olduğunu düşünerek özlem duyanlardanım. Ve ben de pek çoğunuz gibi yerel esnafın korunması ve ezici rekabete kurban edilmemesi gerektiğine inananlardanım. Fakat mevzuya salt bu pencereden bakmanın hakkinetli olmayacağını, vicdana ve izana aykırı olacağını da belirtmek gerekir. Ülke sathında her il ve ilçede olan bir hizmetin Darende'de olmaması, Darendelinin bu hizmetten faydalanması ve varlığının devamı yönünde fikir beyan etmesi benim nazarımda her şeyden önemlidir. Dolayısıyla yazımın girizgahından hareketle maksadımız bir şirketi ve çıkarlarını savunmak değil Darende halkının menfaatini ve refahını ön planda tutmaktan öte bir şey değildir. Darende Belediyesi yaptığı açıklamada plana ve krokiye uyulmadığını ve de kaldırımı işgal ettiğini; ilgili şirketçe idare mahkemesine dava açıldığı ve yürütmenin durdurulmasının reddine karar verildiğini bu sebeple mağazanın kapatıldığını ifade ettiler. Darende Belediyesi'nin idarecileri ve de kıymetli hukuk müşavirleri iyi bilecektir ki "yürütmenin durdurulması" yalnızca telafisi güç durum ve zararlara sebebiyet veren idari uygulamaların icrasını durduran bir ara karardır. Yürütmenin durdurulması reddi, kapatma kararının esastan görüşülüp iptal etmeyeceği anlamına gelmemektedir. Madem belediyemiz mahkeme kararını beklemek yönünde bir irade göstermiş, ara karar yerine dosya hakkında nihai kararı bekleyene kadar kapatma işlemini erteleyebilirdi. Öte yandan şunu ayrıca belirtmek gerekir ki ilçemizin deyim yerindeyse tam ortasından geçen D300 karayolu Karayolları Genel Müdürlüğü şahsında kamuya aittir. Turuncu levhalarla sınırları belirtilen alana riayet etmemek hem mevzuatı hem de kamu hakkını çiğnemek olur ki burada hepimiz hemfikirizdir. Fakat şöyle bir geriden nazar ettiğimizde pek çok işletmenin BİM'e ithaf edilen işgali gerçekleştirdiği görülecektir. İşgalin daha ötesinde yolun dahi bir şeridinin işletmelerce kapatıldığı, hızlı akan trafiğin tehlikeye girdiğini Darende'de meskun pek çok vatandaşımız görmüş ve tecrübe etmiştir. Hal böyle iken Darende halkının muhtelif sebeplerden ötürü talep ettiği market işletmesini rasyonel ve makul bir gerekçe göstermeyerek kapatmak kamunun hakkı ve refahı kapsamında olumlanacak bir fiil değildir. Bugün bizim zaviyemizden net bir şekilde görünen tabloyu mahalli idarenin iyi anlaması ve yorumlaması elzemdir. Hulasası ben de birkaç gündür okuduğum yüzlerce Darendeli vatandaşın yorumundan hareketle ilgili işletmenin kapatılmasında kamu için bir yarar görmüyorum. Meşhur söz ile bitirelim. İlgilisinin bilgisine...