Ahmet ÇAKIR
Köşe Yazarı
Ahmet ÇAKIR
 

Yıkıldık ama kalkamadık!

6 Şubat’ın üzerinde neredeyse bir yıl geçti. Bu bir yıl içinde neler oldu neler… Yol, altyapı, kaldırım, güvenlik, ulaşım, aydınlatma, barınma, şehrin yapı izinleri, şehre olan ilgisizlik- belirsizlik artarak devam ediyor. Malatya’da neler oldu neler… Ama asıl olan yaralar sarılamadı ve sorunlara her geçen gün yenisi ekleniyor.   Depremde başta Malatya olmak üzere Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ etkilendi. Bu şehirlerden Malatya, Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş en çok etkilenen iller oldu. Bazı şehirlerin yaraları daha erken ya da çabuk sarılmaya çalışıldı. Malatya’nın yaraları ne durumda acaba? Malatya genelinde 36 bin bina yıkıldı ya da yıkılacak. Ama halen enkazlar bitmedi ve ne zaman biteceği de bilinmiyor. Aslında 6 Şubat sonrası depremin büyüklüğü enkazlar kaldırıldıkça daha net görülüyor. Malatya merkezinde bulunan ana yolları kullanmak çok zor. Hatta Malatya’nın en çok kullanılan caddesinde halen toplu taşıma kullanamıyor insanlar. Sadece tek hat yol üzerinde sadece Çevre yolunda otobüs, trambüs ve minibüs seferler yapıyor. Maliye binasının karşısında bulunan kaldırım inşaat alanına dahil edildiği için yayalar araç yolunda yürümek zorunda, trambüs hattı oradan geçtiği için aynı yolu kullanmak zorunda. Otobüs ve minibüs de aynı yolu kullanmak zorunda. Alternatif yol olmadığı için. Çevre yolu özellikle eski adliye karşısında yaya mı araç mı yolu halen belirlenemedi. Kanalboyu’nda ve şehrin diğer yerlerde kaldırımlara konulan konteynerler işyerlerin eşyalarını kapıların önüne koyması nedeniyle yayalar kaldırımları kullanamıyor ve yollarda yürümek zorunda. Akşam saatlerinde sokak lambalarının çok sayıdaki sokakta ama özellikle çevreyolunun altındaki sokaklarda yanmaması büyük tehlikeye davetiye çıkarıyor. Güvenlik sorunu çok büyük problem. Tüm yollar çamur içinde yürümek geçmek imkansız. Plansız konulan buldukları yerlere işyerinin konteynerlerini yerleştirmesi ayrı bir mesele. Plansız işaretleme yapılmadan enkaz kaldırma çalışmaları sürücüleri ve çevre yaşayanları çileden çıkarıyor. Bir sürücü 4-5 ayrı yol değiştirmek zorunda kalabiliyor sokak başlarında işaretleme olmadığı için. Konteynerde yaşayanlar ise farklı sorunlar yaşıyor. Konteynerlerin çok dar olması ve sık sık elektrik kesintilerin yaşanması, konteynerlere su girmesi, giderlerin sürekli bozulması nedeniyle ve bunun gibi çok sayıda farklı sorun yaşıyorlar. Hele şu orta hasarlı konutlar en büyük çözümsüz sorun haline geldi. Ne evleri var ne evleri yok! TOKİ’lerin ise ne zaman biteceği hiç belli değil. 3-4 bin tanesi bitmek üzere deniliyor bir yılda 4 bin kişiye TOKİ ev verse en iyimser haliyle 8 yılda ancak tüm depremzedeler evine kavuşacak. 8 sene baya uzun bir zaman. İlçelere bakarsak ilçelerde en hareketli olan en çabuk sona gelen Akçadağ ve Doğanşehir görünüyor. Bazı ilçelerde ise örneğin Darende’de daha TOKİ’nin yapılacağı konut alanı belirlenemedi ki evler yapılabilsin. Çekilişi yapılan TOKİ’nin temeli dahi atılmadı ki. Deprem konutları mahallelerde bitmek üzereyken ilçe merkezinde yer belirlenmedi. Dolayısıyla Darendelilerin ne kadar zorda olduğunu biliyor ve görüyoruz. Çoğu ilçe de aslında Darende gibi. Peki merkezdeki konutlar yapılmaya başlamasına rağmen kişiler 8 yılda oturtabilecekse Darende ve diğer ilçelerde bu sayı 10-15 yılı bulur mu diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm karmaşası da ayrı dert. Ev kiraları malum en düşük 10 bin civarındayken bu evlerin yapımının hızlanması ya da teslimi için insanlar gidip inşaatta mı çalışmalı acaba. Bir de şehrimize gelen memurlar için kalacak yer problemi de baya çözümsüz. Okullarda 3-4 okulun tek okulda eğitim vermesi hem eğitimciler hem aileler hem de öğrenciler için büyük sorun. En hızlı şekilde okul yapımına öncelik verilmeli. İşyerlerin çoğunun yıkılması nedeniyle konteynerde hizmet veren fazla çalışana ihtiyaç duyulmayan işyerleri ortaya çıktı bu da işsizliğe neden olmakta. Bir de deprem bölgesi olunması nedeniyle esnafları fahiş fiyattan satış yapması da büyük sorun.
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2024 - Çarşamba
Ahmet ÇAKIR

Yıkıldık ama kalkamadık!

6 Şubat’ın üzerinde neredeyse bir yıl geçti. Bu bir yıl içinde neler oldu neler… Yol, altyapı, kaldırım, güvenlik, ulaşım, aydınlatma, barınma, şehrin yapı izinleri, şehre olan ilgisizlik- belirsizlik artarak devam ediyor. Malatya’da neler oldu neler… Ama asıl olan yaralar sarılamadı ve sorunlara her geçen gün yenisi ekleniyor.  

Depremde başta Malatya olmak üzere Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ etkilendi. Bu şehirlerden Malatya, Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş en çok etkilenen iller oldu. Bazı şehirlerin yaraları daha erken ya da çabuk sarılmaya çalışıldı. Malatya’nın yaraları ne durumda acaba? Malatya genelinde 36 bin bina yıkıldı ya da yıkılacak. Ama halen enkazlar bitmedi ve ne zaman biteceği de bilinmiyor. Aslında 6 Şubat sonrası depremin büyüklüğü enkazlar kaldırıldıkça daha net görülüyor.

Malatya merkezinde bulunan ana yolları kullanmak çok zor. Hatta Malatya’nın en çok kullanılan caddesinde halen toplu taşıma kullanamıyor insanlar. Sadece tek hat yol üzerinde sadece Çevre yolunda otobüs, trambüs ve minibüs seferler yapıyor.

Maliye binasının karşısında bulunan kaldırım inşaat alanına dahil edildiği için yayalar araç yolunda yürümek zorunda, trambüs hattı oradan geçtiği için aynı yolu kullanmak zorunda. Otobüs ve minibüs de aynı yolu kullanmak zorunda. Alternatif yol olmadığı için. Çevre yolu özellikle eski adliye karşısında yaya mı araç mı yolu halen belirlenemedi.

Kanalboyu’nda ve şehrin diğer yerlerde kaldırımlara konulan konteynerler işyerlerin eşyalarını kapıların önüne koyması nedeniyle yayalar kaldırımları kullanamıyor ve yollarda yürümek zorunda.

Akşam saatlerinde sokak lambalarının çok sayıdaki sokakta ama özellikle çevreyolunun altındaki sokaklarda yanmaması büyük tehlikeye davetiye çıkarıyor. Güvenlik sorunu çok büyük problem.

Tüm yollar çamur içinde yürümek geçmek imkansız. Plansız konulan buldukları yerlere işyerinin konteynerlerini yerleştirmesi ayrı bir mesele. Plansız işaretleme yapılmadan enkaz kaldırma çalışmaları sürücüleri ve çevre yaşayanları çileden çıkarıyor. Bir sürücü 4-5 ayrı yol değiştirmek zorunda kalabiliyor sokak başlarında işaretleme olmadığı için.

Konteynerde yaşayanlar ise farklı sorunlar yaşıyor. Konteynerlerin çok dar olması ve sık sık elektrik kesintilerin yaşanması, konteynerlere su girmesi, giderlerin sürekli bozulması nedeniyle ve bunun gibi çok sayıda farklı sorun yaşıyorlar.

Hele şu orta hasarlı konutlar en büyük çözümsüz sorun haline geldi. Ne evleri var ne evleri yok! TOKİ’lerin ise ne zaman biteceği hiç belli değil. 3-4 bin tanesi bitmek üzere deniliyor bir yılda 4 bin kişiye TOKİ ev verse en iyimser haliyle 8 yılda ancak tüm depremzedeler evine kavuşacak. 8 sene baya uzun bir zaman.

İlçelere bakarsak ilçelerde en hareketli olan en çabuk sona gelen Akçadağ ve Doğanşehir görünüyor. Bazı ilçelerde ise örneğin Darende’de daha TOKİ’nin yapılacağı konut alanı belirlenemedi ki evler yapılabilsin. Çekilişi yapılan TOKİ’nin temeli dahi atılmadı ki. Deprem konutları mahallelerde bitmek üzereyken ilçe merkezinde yer belirlenmedi. Dolayısıyla Darendelilerin ne kadar zorda olduğunu biliyor ve görüyoruz. Çoğu ilçe de aslında Darende gibi. Peki merkezdeki konutlar yapılmaya başlamasına rağmen kişiler 8 yılda oturtabilecekse Darende ve diğer ilçelerde bu sayı 10-15 yılı bulur mu diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm karmaşası da ayrı dert. Ev kiraları malum en düşük 10 bin civarındayken bu evlerin yapımının hızlanması ya da teslimi için insanlar gidip inşaatta mı çalışmalı acaba. Bir de şehrimize gelen memurlar için kalacak yer problemi de baya çözümsüz.

Okullarda 3-4 okulun tek okulda eğitim vermesi hem eğitimciler hem aileler hem de öğrenciler için büyük sorun. En hızlı şekilde okul yapımına öncelik verilmeli. İşyerlerin çoğunun yıkılması nedeniyle konteynerde hizmet veren fazla çalışana ihtiyaç duyulmayan işyerleri ortaya çıktı bu da işsizliğe neden olmakta. Bir de deprem bölgesi olunması nedeniyle esnafları fahiş fiyattan satış yapması da büyük sorun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve darendepostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.