31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimine sayılı günler kaldı ve şu sıralar neredeyse tek gündemimiz. Falan aday olacak mı, filanı parti aday gösterecek mi? derken sohbet meclislerimiz yine her zamanki gibi siyasetin gündemiyle şekil alıyor.
Kabaca bir tarihsel analiz yapacak olursak cumhuriyetin kuruluşundan bugüne değin Darende halkının tercihi genellikle hep ana akım siyasi görüşten yana oldu. Diğer bir ifadeyle merkezi irade ne yönde şekillendiyse Darende halkı hem yerelde hem genelde mührü o yönde basmayı uygun gördü. Cumhuriyet alanı nice siyasileri, nice mitingleri gördü kim bilir? Çiğ köfte partilerinin ötesine gidemeyen yerel seçim çalışmalarında kişiler, partiler değişse de nihayi sonuç maalesef değişmedi.
Darende halen gelişmekte olan, gelişmeye çalışan ama yerinde sayan bir ilçe.
Darende halen D300 gibi güzel ülkemizi bir başından bir sonuna arşınlayan karayolunundan bir türlü istifade edemeyen, terminali bile olmayan bir ilçe.
Darende halen göç veren (deprem nedeniyle oluşan zaruri ve de geçici göç almalar istisna) bir ilçe.
Darende halen dışardan gelenlerin köy/kasaba gibi ilçe dediği, makus talihini yenenememiş bir ilçe.
Mübalağa etmiyorum. Ticari bir iş için dışardan gelen bir misafirimizle noterliğe gittiğimizde "Abi valla iyiymiş köyde noter var" dedi. Fazlasıyla üzüldüm ve "Burası köy değil ilçe!" diyebildim. Bizler Darendenin yerlileri olarak her ne kadar kabımıza sığamayıp Darende'nin yedi bin yıllık tarihiyle övünsek de dışardan görünen bu. "Köy gibi ilçe!"
Liste uzayacaktır. Ama vahim durum bundan ibaret. Niceleri geldi geçti, sandıklar çekişmeli rekabetleri gördü ama bu acı tablo değişmedi.
31 Mart 2024'e giderken yine bir yol ayrımında Darende.
Ya hamaset ya liyakat...
Ya bir Tatar Ramazan edasıyla şahlanıp "Ben oyunu bozarım!" diyecek.
Ya da yine "Şehirli iyisini bilir" diyerek ana akım siyasetin ilizyonuna gerçekmiş gibi inanacak ve mührü yine hamasete basacak.
Bekleyip göreceğiz.