İ. Alaattin ATEŞ
Köşe Yazarı
İ. Alaattin ATEŞ
 

Bayram Şekeri

Bir ramazan ayını daha geride bırakmak üzereyiz. Cenabı Allah herkesin tutmuş olduğu oruçlarını yüce katında makbul eylesin. Ramazan ayının sonunda, Ramazan Bayramı’nı da kutlamanın sevincini yaşarız inşallah. Bu vesile ile ben de herkesin Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyorum. Ha unutmadan şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bayram şekeri var ama şeker bayramı yoktur. Ramazan Bayramı vardır. Özellikle son yıllarda çok sık duyduğumuz bir söz sürüp gidiyor. “Eski bayramlar nerde kaldı”, “Ah biz eskiden şöyle bayram ederdik. Eski bayramlar söyle iyiydi, böyle iyiydi”. Yok kardeşim! Bence durum hiç de öyle değil. Bayramlar yine eskisi gibi de belki bizler değiştik. Yok yok belki değil, bizler değiştik. Şimdi çocuklara sorarsanız? Bayram ne güzel... Şeker toplamak, harçlıklarla bir şeyler almak ne güzel… Allah aşkına! arife günü bayram şekeri alınca 2 kilo büyüklere kalite şeker, 3 kilo çocuklara ehven şeker almıyor muyuz? Bayramlık ayakkabı alırken çocuklarımıza hoşuna gidip gitmediğini soruyor muyuz? Hatta “Ayakkabıcı amcası 1 numara büyüğü olsun seneye de giyer” diyerek koskoca ayakkabıyı çocuğunun ayağına giydirenler olmuyor mu? Hâlbuki geleceğimizi teslim edeceğimiz çocuklarımıza imkânlarımız ölçüsünde her şeyin en güzelini yedirmek, giydirmek görevimiz olmalıdır. Son yıllarda terk edildiğini müşahede ettiğim alışkanlıklarımızı yeniden kazanalım. Nedir bu vazife derseniz. Büyüklerimizin kabirlerini ziyaret edelim. Çocuklarımıza ve torunlarımıza bu alışkanlığı yeniden kazandıralım. Bayramda temiz ve güzel elbiselerimizi giyer. Bayram namazına öyle gideriz. Çünkü o gün en neşeli günümüzdür. Allah’ın emrettiği kardeşlik, hoş görü ve kucaklaşma günüdür. Dargınlıkların üzerine sünger çekme günüdür.   Ama bazen yeni ve temiz elbise giyerek dış görünüşümüzü yenileriz de. İçimizi bir türlü yenileyip temizlemeyiz. Sanki bakırı çıkmış ve kalaylanmayı bekleyen kap misali kalplerimizi, dinimizin emrettiği esaslar çerçevesinde kalaylamalıyız, bir türlü. Gelin bu bayramda; dargınlıkları bir kenara bırakıp, içimizdeki kin, nefret ve kötülükleri içimizden atalım. Kalaylı kazan gibi pırıl pırıl parıldayalım. Ne dersiniz… Çünkü barışın olduğu her an bayramdır bayram...
Ekleme Tarihi: 07 Nisan 2024 - Pazar
İ. Alaattin ATEŞ

Bayram Şekeri

Bir ramazan ayını daha geride bırakmak üzereyiz. Cenabı Allah herkesin tutmuş olduğu oruçlarını yüce katında makbul eylesin. Ramazan ayının sonunda, Ramazan Bayramı’nı da kutlamanın sevincini yaşarız inşallah. Bu vesile ile ben de herkesin Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyorum.

Ha unutmadan şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bayram şekeri var ama şeker bayramı yoktur. Ramazan Bayramı vardır.

Özellikle son yıllarda çok sık duyduğumuz bir söz sürüp gidiyor. “Eski bayramlar nerde kaldı”, “Ah biz eskiden şöyle bayram ederdik. Eski bayramlar söyle iyiydi, böyle iyiydi”. Yok kardeşim! Bence durum hiç de öyle değil. Bayramlar yine eskisi gibi de belki bizler değiştik. Yok yok belki değil, bizler değiştik. Şimdi çocuklara sorarsanız?

Bayram ne güzel... Şeker toplamak, harçlıklarla bir şeyler almak ne güzel…

Allah aşkına! arife günü bayram şekeri alınca 2 kilo büyüklere kalite şeker, 3 kilo çocuklara ehven şeker almıyor muyuz? Bayramlık ayakkabı alırken çocuklarımıza hoşuna gidip gitmediğini soruyor muyuz? Hatta “Ayakkabıcı amcası 1 numara büyüğü olsun seneye de giyer” diyerek koskoca ayakkabıyı çocuğunun ayağına giydirenler olmuyor mu?

Hâlbuki geleceğimizi teslim edeceğimiz çocuklarımıza imkânlarımız ölçüsünde her şeyin en güzelini yedirmek, giydirmek görevimiz olmalıdır.

Son yıllarda terk edildiğini müşahede ettiğim alışkanlıklarımızı yeniden kazanalım. Nedir bu vazife derseniz. Büyüklerimizin kabirlerini ziyaret edelim. Çocuklarımıza ve torunlarımıza bu alışkanlığı yeniden kazandıralım.

Bayramda temiz ve güzel elbiselerimizi giyer. Bayram namazına öyle gideriz. Çünkü o gün en neşeli günümüzdür. Allah’ın emrettiği kardeşlik, hoş görü ve kucaklaşma günüdür. Dargınlıkların üzerine sünger çekme günüdür.

 

Ama bazen yeni ve temiz elbise giyerek dış görünüşümüzü yenileriz de. İçimizi bir türlü yenileyip temizlemeyiz. Sanki bakırı çıkmış ve kalaylanmayı bekleyen kap misali kalplerimizi, dinimizin emrettiği esaslar çerçevesinde kalaylamalıyız, bir türlü. Gelin bu bayramda; dargınlıkları bir kenara bırakıp, içimizdeki kin, nefret ve kötülükleri içimizden atalım. Kalaylı kazan gibi pırıl pırıl parıldayalım. Ne dersiniz…

Çünkü barışın olduğu her an bayramdır bayram...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve darendepostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.