Önümüzdeki günlerde Cumhuriyetimizin 100 yılını kutlayacağız. Dolayısıyla geniş kapsamlı bir Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinliklerine şahit olacağız.  Bu bayramın önemi çok büyüktür. Çünkü Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Aynı zamanda bu yılın adı “Türkiye Yüzyılı”.   Zira hükümette haklı olarak bunun böyle olmasını isteyecektir ve gerekli talimatları ilgililere vermiştir. Öteden beri alışılagelmiş uygulamalarla her bayramda kâğıt üzerinde de olsa bir kutlama komitesi oluşturulur. Bu klişeleşmiş olan komitenin aldığı karar ile herkesin ve kurumların görev ve sorumlulukları belirlenir. Elbette böyle olması da gerekir kimin ne yapacağı hangi görev ve sorumluluğu yerine getireceği burada açıkça yazılıdır. Herkes ona göre hareket eder.    Ama bu bayram öncesi öyle bir kutlama komitesi oluşturulmalıdır ki;   komitede doğal olarak olması gereken yetkililerin dışında Siyasi Parti temsilcileri, ilgili Sivil Toplum Kuruluşları ve akil kişiler da kutlama komitesini yapacağı toplantıya davet edilmeli ve onların da fikri alınmalıdır. Onların fikir ve düşünceleri yerine getirilebilir veya getirilemez o ayrı bir konudur.  Yanılmıyorsam 1940'lı yıllarda Darende’de yapılmış bir bayram kutlamasında Sivil Toplum Kuruluşları, meslek temsilcileri flamaları ile birlikte bayram kutlamasına katılmışlar. O dönemde çekilen bir fotoğraf karesi bunu doğrular niteliktedir.  Zira bayramlar sadece öğrencilerin, öğretmenlerin, memurların ve kanunda veya yönetmeliklerde kendilerine görev verilmiş kişilerin değildir. Herkesin bayramıdır. Herkes bu coşkuya katılmalıdır. Önceki yıllarda var olan ama ne olduysa son yıllarda terk edilen bir geleneğimiz vardı.   Her iş yeri bayrak asmak zorundaydı. Ya da böyle bir teemmül vardı. Haydi, yine o günlere geri dönelim, Cumhuriyet Bayramında iş yerlerimizi bayraklarla donatılım, yapılacak etkinlikleri 7’den 77’ye iştirak ederim. Bu coşkuyu hep birlikte yaşamaya gayret edelim...