İ. Alaattin ATEŞ
Köşe Yazarı
İ. Alaattin ATEŞ
 

Davet deyip geçmeyin!

Davet; “Çağırmak” ve “Gelmesini istemek” gibi anlamlarda kullanıldığı gibi, buyur etmek veya temenni etmek manasında da kullanılır. Mesela herhangi bir konuda aşırı giden bir insanı itidale yani ılımlı olmaya davet etmek. Konuşma yapması için bir kişiyi kürsüye davet etmek... Gibi manalarda da kullanılmaktadır. “Davet olunan yere erinme, davet olunmayan yere görünme” “Bahanesiz dost bağına, varılmaz.” Büyüklerimiz ne güzel söylemişler. Gerçekten, davet konusu çok önemli bir hadisedir. Davet; İnsanları bir araya getirmenin en güzel göstergesi olduğu gibi, hayırlı olan işlerde veya toplantılarda insanlara kutlama fırsatı vermeyi de sağlar. Bazı hayır işlerinde eş, dost veya akraba bir araya gelirler.  Ancak, insanlar ne kadar akraba veya yakın dost olsalar da günümüzdeki dünya telaşından dolayı birbirinden aylarca haberdar bile olamamaktadır. Bunun için telefonla veya yazılı-sözlü davet artık kaçınılmaz olmuştur. Eskiden bir odada onlarca insan birlikte bulunup, sohbet ederken günümüzde en önemli davetlerde bile çok az insanla bu toplanmalar gerçekleştirilmektedir. Hacimce çok büyük olan oturma gurupları çıktı çıkalı. “Koltuklar içeri misafir dışarı” demekten insan kendini alamamaktadır. Bazı insanların evi dar gönlü geniştir. Yerimiz dar diyerek gelmesi gerekli olan 3–5 kişiyi daha davet etmemenin bir anlamı yoktur. Onu da unutmamak lazım. Davet için gerekli olan vasıtalardan birisi de hiç kuşkusuz davetiyedir. Davetiyenin şekli veya kullanılan kâğıdın kalitesi o kadar önemli değildir. Üçüncü hamur kâğıttan veya birinci hamur kuşe kartondan da yapılır. Önemli olan kişilerin düğüne, toplantıya müsamereye, kongreye... çağırılmasıdır. Bazıları çok gösterişli olsun diye en kaliteli kâğıttan davetiye yaptırırlar. Bakarlar ki pahalıya mal oluyor, az yaptırıp kendilerine göre çok hatırı sayılı insanlara dağıtıp, diğer insanları ağızdan davet ederler. Ağızla davet edilen insanlar başkalarına zarflı davetiye verildiğini görünce ister istemez kendilerine ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığına kanaat getirirler ki bu iş çok yanlıştır. Davetiyelerde göze çarpan cümlelerden birkaçını örnek verecek olursak: “Davetiye iki kişiliktir”, “Çocuk getirilmemesi rica olunur” gibi ilginç cümlelere de rastlanır. Aylar önce bastırılarak dağıtılması gereken davetlerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlara gelince; kişilerin davet edileceği o günde; ileri ya da geri saat uygulaması olup olmadığına, mesai saatlerine denk gelip gelmediğine; ilde, ilçede köyde veya mahallede o güne denk gelen başka toplantı, düğün, kongre veya festivalle çakışıp çakışmadığına dikkat edilip davetiyeler ona göre düzenlenmelidir. Davetlerde birde şu durum insanın dikkatini çeker. Hiç kuşkusuz büyüklere yapılan saygı tartışılmaz ama özellikle bahçelerde verilen düğün yemeklerinde küçük çocuklar pek önemsenmez. Unutulmamalıdır ki geleceğimizin büyükleri olan o çocukların zihnine kazınan bu gibi davranışlar yıllar sonra bile unutulmaz. Onları azarlama yerine, nezaketli bir şeklide ayrı bir masa hazırlanarak kalpleri kırılmamalıdır. Zira hiç kimse aç kaldığından düğün yemeğine gelmemektedir. Ayrıca dolaylı davetlere de rastlanır. Düğün nişan veya herhangi bir yemekli toplantı için davet eden kişi veya kuruluşlar gelecek insan sayısınca ikram tedarikinde bulunurlar. Ancak davet edilen şahıslardan bazıları yanlarında 3–5 hatta 10 kişiyi de beraberinde götürürler ki bu durumun hoş görülecek hiçbir yanı olmadığı gibi -ikramın yetersiz kalması durumunda- davet edeni mahcup etmenin de hiç gereği yoktur.
Ekleme Tarihi: 29 Mart 2024 - Cuma
İ. Alaattin ATEŞ

Davet deyip geçmeyin!

Davet; “Çağırmak” ve “Gelmesini istemek” gibi anlamlarda kullanıldığı gibi, buyur etmek veya temenni etmek manasında da kullanılır. Mesela herhangi bir konuda aşırı giden bir insanı itidale yani ılımlı olmaya davet etmek. Konuşma yapması için bir kişiyi kürsüye davet etmek... Gibi manalarda da kullanılmaktadır.

“Davet olunan yere erinme, davet olunmayan yere görünme” “Bahanesiz dost bağına, varılmaz.” Büyüklerimiz ne güzel söylemişler. Gerçekten, davet konusu çok önemli bir hadisedir. Davet; İnsanları bir araya getirmenin en güzel göstergesi olduğu gibi, hayırlı olan işlerde veya toplantılarda insanlara kutlama fırsatı vermeyi de sağlar.

Bazı hayır işlerinde eş, dost veya akraba bir araya gelirler.  Ancak, insanlar ne kadar akraba veya yakın dost olsalar da günümüzdeki dünya telaşından dolayı birbirinden aylarca haberdar bile olamamaktadır. Bunun için telefonla veya yazılı-sözlü davet artık kaçınılmaz olmuştur.

Eskiden bir odada onlarca insan birlikte bulunup, sohbet ederken günümüzde en önemli davetlerde bile çok az insanla bu toplanmalar gerçekleştirilmektedir. Hacimce çok büyük olan oturma gurupları çıktı çıkalı. “Koltuklar içeri misafir dışarı” demekten insan kendini alamamaktadır. Bazı insanların evi dar gönlü geniştir. Yerimiz dar diyerek gelmesi gerekli olan 3–5 kişiyi daha davet etmemenin bir anlamı yoktur. Onu da unutmamak lazım.

Davet için gerekli olan vasıtalardan birisi de hiç kuşkusuz davetiyedir. Davetiyenin şekli veya kullanılan kâğıdın kalitesi o kadar önemli değildir. Üçüncü hamur kâğıttan veya birinci hamur kuşe kartondan da yapılır. Önemli olan kişilerin düğüne, toplantıya müsamereye, kongreye... çağırılmasıdır. Bazıları çok gösterişli olsun diye en kaliteli kâğıttan davetiye yaptırırlar. Bakarlar ki pahalıya mal oluyor, az yaptırıp kendilerine göre çok hatırı sayılı insanlara dağıtıp, diğer insanları ağızdan davet ederler. Ağızla davet edilen insanlar başkalarına zarflı davetiye verildiğini görünce ister istemez kendilerine ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığına kanaat getirirler ki bu iş çok yanlıştır.

Davetiyelerde göze çarpan cümlelerden birkaçını örnek verecek olursak: “Davetiye iki kişiliktir”, “Çocuk getirilmemesi rica olunur” gibi ilginç cümlelere de rastlanır.

Aylar önce bastırılarak dağıtılması gereken davetlerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlara gelince; kişilerin davet edileceği o günde; ileri ya da geri saat uygulaması olup olmadığına, mesai saatlerine denk gelip gelmediğine; ilde, ilçede köyde veya mahallede o güne denk gelen başka toplantı, düğün, kongre veya festivalle çakışıp çakışmadığına dikkat edilip davetiyeler ona göre düzenlenmelidir.

Davetlerde birde şu durum insanın dikkatini çeker. Hiç kuşkusuz büyüklere yapılan saygı tartışılmaz ama özellikle bahçelerde verilen düğün yemeklerinde küçük çocuklar pek önemsenmez. Unutulmamalıdır ki geleceğimizin büyükleri olan o çocukların zihnine kazınan bu gibi davranışlar yıllar sonra bile unutulmaz. Onları azarlama yerine, nezaketli bir şeklide ayrı bir masa hazırlanarak kalpleri kırılmamalıdır. Zira hiç kimse aç kaldığından düğün yemeğine gelmemektedir.

Ayrıca dolaylı davetlere de rastlanır. Düğün nişan veya herhangi bir yemekli toplantı için davet eden kişi veya kuruluşlar gelecek insan sayısınca ikram tedarikinde bulunurlar. Ancak davet edilen şahıslardan bazıları yanlarında 3–5 hatta 10 kişiyi de beraberinde götürürler ki bu durumun hoş görülecek hiçbir yanı olmadığı gibi -ikramın yetersiz kalması durumunda- davet edeni mahcup etmenin de hiç gereği yoktur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve darendepostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nadire Aslanargun
(30.03.2024 03:01 - #172)
Hepimizin kullandığı sosyal medya uygulamaları çıktığından beri "davetiye" kültürümüzü kaybediyoruz. Uygulama üzerinden toplu iletilen bir görsel ile çabucak hallediyoruz. Hâlbuki isme özel gönderilmiş bir davetiye verilen kıymetin göstergesi oldugu gibi, hasbelkader bir çekmeceye konularak bilinmeden ya da özenle saklanmış bir davetiye de yıllar sonra ele geçtiğinde insanı geçmişe götüren bir andaçtır. Biraz kolaya biraz da haklı olarak masraftan kaçmak amacıyla bu geleneğin de kaybolmaya yuz tutması üzücü. Bir diğer husus olan "çocuk" konusunda ise çocukların bu etkinliklere katılması, hem geleneğin aktarılmasında hem de geçmiş yaşamların zihinlerinde yer ederek fikir dunyalarini canlandırması bakımından cok önemlidir. Ama keşke aileler bu etkinliklerde çocuklarına biraz da sahip çıksa diye düşünüyorum. Nacizane düşüncelerim. Güzel yazınız için tebrik ederim
ibalates Asıl ben teşekkür ederim Nadire Hanım. Sosyal medya paylaşımlarıma yapılan olumlu olsun, olumsuz olsun değer verilmesi beni ziyadesiyle sevindirir. Kalıplaşmış birkaç cümlenin dışında ( Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun ...gibi) görüşlerini yazıya dair fikirlerini beyan eden başta siz ve herkesi tebrik ediyorum. Yorum yazmak yazının okunduğunun bir göstergesidir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve darendepostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.