Davet; “Çağırmak” ve “Gelmesini istemek” gibi anlamlarda kullanıldığı gibi, buyur etmek veya temenni etmek manasında da kullanılır. Mesela herhangi bir konuda aşırı giden bir insanı itidale yani ılımlı olmaya davet etmek. Konuşma yapması için bir kişiyi kürsüye davet etmek... Gibi manalarda da kullanılmaktadır.
“Davet olunan yere erinme, davet olunmayan yere görünme” “Bahanesiz dost bağına, varılmaz.” Büyüklerimiz ne güzel söylemişler. Gerçekten, davet konusu çok önemli bir hadisedir. Davet; İnsanları bir araya getirmenin en güzel göstergesi olduğu gibi, hayırlı olan işlerde veya toplantılarda insanlara kutlama fırsatı vermeyi de sağlar.
Bazı hayır işlerinde eş, dost veya akraba bir araya gelirler. Ancak, insanlar ne kadar akraba veya yakın dost olsalar da günümüzdeki dünya telaşından dolayı birbirinden aylarca haberdar bile olamamaktadır. Bunun için telefonla veya yazılı-sözlü davet artık kaçınılmaz olmuştur.
Eskiden bir odada onlarca insan birlikte bulunup, sohbet ederken günümüzde en önemli davetlerde bile çok az insanla bu toplanmalar gerçekleştirilmektedir. Hacimce çok büyük olan oturma gurupları çıktı çıkalı. “Koltuklar içeri misafir dışarı” demekten insan kendini alamamaktadır. Bazı insanların evi dar gönlü geniştir. Yerimiz dar diyerek gelmesi gerekli olan 3–5 kişiyi daha davet etmemenin bir anlamı yoktur. Onu da unutmamak lazım.
Davet için gerekli olan vasıtalardan birisi de hiç kuşkusuz davetiyedir. Davetiyenin şekli veya kullanılan kâğıdın kalitesi o kadar önemli değildir. Üçüncü hamur kâğıttan veya birinci hamur kuşe kartondan da yapılır. Önemli olan kişilerin düğüne, toplantıya müsamereye, kongreye... çağırılmasıdır. Bazıları çok gösterişli olsun diye en kaliteli kâğıttan davetiye yaptırırlar. Bakarlar ki pahalıya mal oluyor, az yaptırıp kendilerine göre çok hatırı sayılı insanlara dağıtıp, diğer insanları ağızdan davet ederler. Ağızla davet edilen insanlar başkalarına zarflı davetiye verildiğini görünce ister istemez kendilerine ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığına kanaat getirirler ki bu iş çok yanlıştır.
Davetiyelerde göze çarpan cümlelerden birkaçını örnek verecek olursak: “Davetiye iki kişiliktir”, “Çocuk getirilmemesi rica olunur” gibi ilginç cümlelere de rastlanır.
Aylar önce bastırılarak dağıtılması gereken davetlerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlara gelince; kişilerin davet edileceği o günde; ileri ya da geri saat uygulaması olup olmadığına, mesai saatlerine denk gelip gelmediğine; ilde, ilçede köyde veya mahallede o güne denk gelen başka toplantı, düğün, kongre veya festivalle çakışıp çakışmadığına dikkat edilip davetiyeler ona göre düzenlenmelidir.
Davetlerde birde şu durum insanın dikkatini çeker. Hiç kuşkusuz büyüklere yapılan saygı tartışılmaz ama özellikle bahçelerde verilen düğün yemeklerinde küçük çocuklar pek önemsenmez. Unutulmamalıdır ki geleceğimizin büyükleri olan o çocukların zihnine kazınan bu gibi davranışlar yıllar sonra bile unutulmaz. Onları azarlama yerine, nezaketli bir şeklide ayrı bir masa hazırlanarak kalpleri kırılmamalıdır. Zira hiç kimse aç kaldığından düğün yemeğine gelmemektedir.
Ayrıca dolaylı davetlere de rastlanır. Düğün nişan veya herhangi bir yemekli toplantı için davet eden kişi veya kuruluşlar gelecek insan sayısınca ikram tedarikinde bulunurlar. Ancak davet edilen şahıslardan bazıları yanlarında 3–5 hatta 10 kişiyi de beraberinde götürürler ki bu durumun hoş görülecek hiçbir yanı olmadığı gibi -ikramın yetersiz kalması durumunda- davet edeni mahcup etmenin de hiç gereği yoktur.