Gazetecilik mesleğinin tedrisat kapısı pek çok üniversitemizde bulunan İletişim Fakülteleridir.
İlk haber sitesini lise yıllarında kuran, aylık bir milyondan fazla ziyaretçisi olan portallara haber ve içerik üreten,
iletişim fakültesinde lisans ve yüksek lisans olmak üzere 10 yıldır talebe olan ben fakir...
Kendimi gazeteci olarak görme cürretini bir an bile kendimde görmedim.
Sakın yanlış anlaşılmasın. Kelimeleri raks ettirerek bir mütevazılık iddia etmiyor, mâlumu ilan ediyorum.
Zira gazetecilik yeri geldiğinde Uğur DÜNDAR gibi milletin parasını çalanların kapısına dayanmak,
Savaş AY gibi eğrilerin üzerine dosdoğru gitmek,
Dinçer GÖKÇE gibi İstanbul'da olsa bile Anadolu'nun mahzun ilçesindeki hadiseyi Hürriyet'in manşetine çıkarabilmektir.
Bizlerin yaptığı ancak masabaşı yorumculuk olabilir. Zira o ünvanı hak edecek kadar aksiyon insanları değiliz.
Ama gelin görün ki geçtim eğitimi, tecrübeyi; daha doğru düzgün cümle kuramayan, eli klavye görmemiş çoğu insanımız sosyal medyaya içerik üretmeyi gazetecilikten sayıyor. Mevki ve makam sahiplerini güzellemenin adı habercilikten sayılıyor.
Fazlasıyla üzücü.
***
2012 senesinin Eylül'ünde kader çizgisi yolumuzu İnönü Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi'ne denk düşürmüştü. Burada ebedi bir zenginlik olarak bana kâr kalacak olan merhum Prof. Dr. Salim CÖHCE ve eli öpülesi değerli büyüğüm Prof. Dr. Neslihan DURAK ile tanışmak, öğrencileri olmak lütfuna eriştim. Malatya'mızın ve dahi memleketimizin iki değerli tarih aliminden, alimesinden çok kıymetli şeyler öğrendim. Fakat hakikat oydu ki tıpkı gazetecilik gibi Tarihçi olmak da çok zor ve liyakat işiydi. O liyakati kendimde göremediğim için bölümümden ayrıldım. Tarihin sadece Tarihçilere bırakılacak bir ilim olduğunu idrak ettim.
Bakıyorum sosyal medyaya...
Photoshop'ta, Paint'te hazırlanmış, uydurma olduğu her yerinden belli olan sözüm ona "çok gizli belgeler"!
Üstad bilmemne bilmemenin (çok afedersiniz) tabuları yıkan "gerçek tarih" yorumları... (Üstad bilmemnenin Tarih eğitimi yok elbette)
Geçtim Tarih eğitimi almayı, ilkokul, lise tedrisinden geçip geçmediği belli olmayanlar kendi başlarına yeni bir Tarih yazıyor.
Ne yazık ki batılın sesi hakikatten daha çok çıkıyor.
Sizin akışınız namı diğer timeline'nınız nasıl bilmem ama benim ekranım gerçekten çok eğlenceli.
Birisi var...
Hem gazeteci, hem tarihçi hem de her konunun uzmanı.
Ne kadar da şanslıyım!
Siz bahtınıza küsün efendim...