Fikri Çalışkan Sanat Evi’ne yoğun ilgi

AHMET ÇAKIR/DARENDE Darende’de İzzetpaşa İlkokulu’nda emekli olduktan sonra; zaman geçirmek için yaptığı eserlerle sanat yaşamına adım atan 1947 doğumlu Fikri Çalışkan, şimdilerde ilçenin en fazla ziyaretçi alan sanat evine sahip. Turların uğrak noktası olan Fikri Çalışkan Sanat Evi, özellikle hafta sonları dolup taşıyor. ZİYARETÇİLER HAYRAN KALIYOR Sanat evini ziyaret eden emekli öğretmen ve turizm işi yapan Necla Ünsan, “Her yıl Darende’ye oldukça fazla tur yapıyorum. Günpınar Şelalesi, Somuncu Baba Külliyesi, Hasan Gazi Türbesi ve Fikri Çalışkan Sanat evi Darende’ye ayrı bir değer katıyor. Ben çalışmalarından dolayı Fikri Çalışkan hocama teşekkür ediyorum” dedi. Bir diğer ziyaretçi Hülya Köse, “Nevşehir Avanos Belediyesi’nde nikah memuru olarak çalıştım ve emekli olduktan sonra ülkemin güzelliklerini yakından görmek için turlara başladım. Bugün Darende’ye geldik. Darende görülmeye değer şirin bir ilçemiz. An itibarıyla sanat evini geziyoruz. Emeklerinden dolayı Fikri hocama teşekkür ediyorum. Gerçekten harika bir çalışma” dedi. Kayseri’den gelen Ali Osman Daseli, “Daha önce de Darende’ye gelmiştim ama değişikler kendini fark ettiriyor. Her hali ile kendini fark ettiren bir ilçemiz. Somuncu Baba Külliyesi’nin temizliği bizleri çok etkiledi. Lavabolar dahil her taraf pırıl pırıl. Fikri Çalışkan Sanat evi ilçenin güzelliğine güzellik katıyor” dedi. Kayseri’den gelen Kelime Tahtıravelli, “10 yıldan beri seyahat ediyorum. Bir süre sağlık nedeniyle ara verdim. Buraya gelmeyi çok istedim. Çok memnun kaldım. Çok beğendim; torunlarıma göstermek istiyorum. Onlar da görsün onlar da heveslenip gelsinler istiyorum” dedi BOŞ YER KALMADI Emekli oluncaya kadar sanatla uğraşmadığını belirten emekli öğretmen Çalışkan, “Evimin terası var; canım sıkılıyor, vakit geçiremiyorum. ‘Terasa bir havuz yapayım’ dedim sonra diğer köşe boş kaldı; ‘Oraya da bir şey yapayım’ dedim; oraya da yaptım. Sonra oraya buraya bir şeyler yaptım. O dönemin Kale Kaymakamı bize geldi. Terasta oturduk, eserleri gördü ve beni teşvik etti. Komşular tanıdıklar gelip oturunca her gelen, ‘Ya hocam sen yapıyorsun sen görüyorsun. Bir yere koyda birileri görsün’ dediler ve burası doğdu. Böyle bir sanat evi açmak gibi düşüncem yoktu” ifadelerini kullandı. YENİ NESİLE ÖĞRENMELİ Yeni neslin bilmediği eserler yapmaya çalıştığını vurgulayan Fikri Çalışkan, “Eskiden bakır eşyaları kalaylamak için çalışan kalaycılar vardı. Onun körüğünü malzemelerini temin ettim. Eskiden olan ama günümüzde insanların bilmediği eserler yapmaya çalışacağım. Eserlerimi öyle bir yaptım ki alçı değil balmumu değil yani herkesin kullandığı hammadde değil. 2-3-4-5 farklı şeyi birbirine kattım. Oldu olmadı değiştirdim. En fazla silikon kullanıyorum. Nihayet buldum eserlerim insan dokusuna yakın bir doku. Yağmurda, güneşte etkilenmiyor. Sürekli dışarıdalar. Hatta eserlerimi 10 katlı binadan at hiçbir şey olmaz. Olsa olsa sadece burunları ezilir. Dayanıklıdır. Gelecek nesiller kalsın 200-300 sene dayansın türünde eserlerim. Eserlerimi kapalı alana almayı düşünmüyorum” dedi. BOŞ ZAMANI YOK Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Değerlendirme Kurulu tarafından kendisine etnografik sanatçı kartı verildiğini belirten Fikri Çalışkan, “Günlerim dolu dolu geçiyor, hiç boş zamanım olmuyor. Sabah saat 06.00’da aşağı iniyorum. 10.00’a kahvaltıya kadar 4 saat aralıksız çalışıyorum. Gelenlerle ilgilenir ilgilenmez hemen atölyeye gidiyorum. Alışkanlık haline gelmiş. Sanat evinde çoğu minyatür 90 civarında eser bulunuyor. Kaya, taş, kum, çakıl, plastik, tel, demir, yosun ve doğada bulduğum atık malzemelerle yapıyorum. Eserlerimde geçmiş kültür ve turistik mekanları anlatıyorum. Sanat evine giriş ücretsiz. Sanat evinde hareketli eserler 23 tanesi motorla veya su gücüyle çalışıyor. Çevre düzenlemesi ve sulaması da ailem tarafından yapılıyor” ifadelerini kullandı.