Şehirde gezerken, konuşurken, yaşarken bazı problemleri görmemek mümkün değil. Bunlardan bazıları şöyle: Sokak lambalarının geceleri yanmaması, enkazların yıkımı sırasında 10-15 kişinin kepçenin önünde para edecek şeyleri kaçırması, tüm yolların park alanı olması ve trafiğin sürekli durması, hırsızlığın her yerde artmış olması, Halk Ekmek büfelerinde uzadıkça uzayan kuyruk ve büfelere az sayıda gelen ekmek. 10-15 KİŞİ KEPÇELERİN ÖNÜNDE EŞYA TOPLUYOR Enkaz kaldırmalar ise başlı başına büyük sorun. Firmalar kepçe ile yıkıma başladığı anda çok sayıda çocuk, genç ve kadın yıkım alanına dalıyor. Enkazlardaki demir, plastik, alüminyum ve diğer para edebilecek malzeme veya eşyaları almak için. Yıkım sırasında 10-15 kişi kepçenin önünde malzemeyi kaçırırken Emniyet ekiplerinin gelmesiyle kaçışıyor sonra Emniyet ekiplerinin gitmesiyle tekrar enkaz alanına toplanıp yine malzemeleri ayırmaya başlıyorlar. Güvenlik güçleri her yıkımı bekleyemez ancak bu kişilerden biri kepçenin veya yıkılan binanın altında kalabilir. Ve kalmaması mümkün değil. Bu sorun emin olun yıkım yapan firmaların da zorlandığı bir sorundur. Ve firmaların, bu kişilerle mücadele edebilmesi pek mümkün görünmüyor. SOKAK LAMBALARI YANSA KÖTÜ MÜ OLUR? Lambalar çevreyolunda özellikle Ankara Esnaf Konteyner Çarşısı civarında sokak lambaları gündüz yanıyor. Ama ne hikmetse bu sokak lambaları geceleri çoğu mahallede yanmıyor veya yok. Özellikle vatandaşların kullandığı cadde ve sokaklarda akşam saatlerinde yolları kullanmak zorunda kalanlar için ciddi tehlike oluşturuyor. AKSA ya da yetkililer sokak lambaları konusuna bir çözüm bulmalı. Zaten şehirde çok sayıda enkazların kaldırıldığı boşluk alan bulunuyor. Şehirde güvenlik sorunu varken aydınlatmanın olmaması ciddi probleme davetiye çıkarıyor. KAPKAÇLAR ARTAR GİBİ GÖRÜNÜYOR Şehirde hırsızlık sesleri son dönemlerde çok yükselmiş durumda. Kimi dinlesen yok camım yok kapım yok eşyalarım çalındı diye ahlar işitirsiniz. Konteyner kentlerde kaybolan eşyalar mı dersiniz, apartmanlarda bahçe kapıları, su sayaçları, lambalar mı, su boruları mı dersiniz har şey çalınabiliyor.  Çarşıda konteynerlerde hizmet veren işyerleri de aynı telefonlarını şarja takmaya korktuklarını söylüyorlar. Nasıl önlem alınır bilmiyorum ama böyle devam ederse sokaklarda yakında kapkaç olayları artar gibi görünüyor. HER YER PARK HER YER YOL Şehir merkezinde trafik çok kötü. Hatta kötü kelimesi sanki çok hafif kalıyor. Evlerin enkazlarının kaldırıldığı boşluk alanlar, yollar, kaldırımlar, enkaz alanlar vb. her yer araç sürücüleri için yol olmuş durumda. Her boşluk hatta arabanın ucunun sığdığı yer park alanı. Yolda trafik alanında birden herhangi bir araç park edebilir akan trafikte. Kornalar çalınsa, küfürler havada uçuşsa kimsenin umurunda olmuyor. Malatya’da herkes patlamaya hazır bomba gibi. Hele bu sinir sürücülerde kat ve kat artıyor. Güvenlik güçlerinin işi gerçekten Malatya’da çok zor. Lütfen ama lütfen trafiğin akacağı şekillerde park yapılmasına izin verinsin. Yoksa zaten düzensiz ya da olmayan yollar otopark yapıldığı için trafik allak bullak hal alıyor. EKMEK BÜFELERİ VE EKMEK SAYISI ARTIRIRSA OLMAZ MI? Vatandaş ekonomik sıkıntı içerisinde. Halk ekmek kuyrukları günden güne uzadıkça uzuyor. Genellikle de kuyrukta bekleyenler yaşlı kişiler. Çoğu zaman o kuyrukta bekleyenlere bile gelen ekmek yetmiyor. Ekmek, büfelere geldiği anda bitiyor. Belediye, ekmek sayısını ya da büfe sayısını artırsa olmaz mı? Kışta, soğukta, yağmurda, yaşta bu insanlar saatlerce beklemese olmaz mı?