Tek Sermaye; Bir İğne, Bir Top İplik
Tek Sermaye; Bir İğne, Bir Top İplik
Mesleğini öğretmek ve yaşatmak için yetkililerden yardım isteyen 35 yılın yorgancısı Hanifi Tutan, “Sermayemiz bir iğne, bir top iplik ve alın terimizdir. Bu mesleğin kaybolup tarihi karışmaması için yetkililerden destek bekliyorum” dedi.
Mesleğini öğretmek ve yaşatmak için yetkililerden yardım isteyen 35 yılın yorgancısı Hanifi Tutan, “Sermayemiz bir iğne, bir top iplik ve alın terimizdir. Bu mesleğin kaybolup tarihi karışmaması için yetkililerden destek bekliyorum” dedi.
İBRAHİM ALAATTİN ATEŞ/DARENDE
Teknolojiye yenik düşen mesleklerden birisi de yorgancılık. Uzun yıllar önce gözde mesleklerden olan, sabit ve seyyar olarak varlığını sürdüren yorgancılık ne yazık ki artık unutulmaya yüz tutan mesleklerden birisi haline geldi.
Darende ilçesinde bu mesleği yapanlardan birisi de Hanifi Tutan. Günpınar mahallesinden olan Tutan, dayılarından öğrendiği mesleği yaklaşık 35 yıldır Darende’de yapıyor. www.darendepostasi.com’a yaptığı açıklamada mesleğe nasıl başladığını anlattı.
“ALTI BİLEZİĞİMİZ VARDI”
Çocukluğunun ekonomik sıkıntılarla geçtiğini belirten Tutan, “Babam bizleri zor geçindirirdi. Annemiz komşulara yardıma giderek oradan aldığı şeylerle 5 kardeşime bakmak zorundaydı. Bu yaşam koşulları bizleri gurbete yönlendirdi. Adana’da bulunan dayılarımızın yanında 5 yıl kadar kaldık. Onlar yorgancılıkla geçimini sağlıyordu. Yorgancılık işlerini ve inceliklerini dayılarımdan öğrendik. Ancak annem ve babamın yalnız kalması nedeniyle tekrar kardeşlerimle Darende’ye döndük. Döndüğümüzde elimizde altın bileziğimiz yani yorgancılık mesleğimiz vardı” şeklinde konuştu.
HAZIR YORGAN İŞLERİ BİTİRDİ
Kardeşiyle birlikte çarşı merkezinde bir dükkan kiraladıklarını belirten Hanifi Tutan, “Kiraladığımız dükkânda bu işi yapmaya başladık. Bu meslekten elde ettiğimiz gelir çok değildi. Bu nedenle kardeşlerim İstanbul’a gitmeye karar verdiler. Ben ise evlenip Darende’de kalarak aileme bakmaya başladım. Uzun süre bu mesleği yaptım. O yıllarda özellikle düğün zamanları işlemiz iyiydi. Güzel para kazanıyor ve ailemi geçindiriyordum. Ama hazır yatak sektörünün piyasalara hâkim olmasıyla birlikte bizim işlerimiz azaldı. Hatta bitme noktasına geldi. Ben kendi imkânlarımla BAĞ-KUR’dan emekli oldum. İyi ki de emekli olmuşum. Yoksa bu meslekten kazandıklarımla geçinmek mümkün değil” şeklinde konuştu.
EMEKLİ MAAŞI İLE GEÇİMİNİ SAĞLIYOR
Mesleğini öğretmeden işyerini kapattığı için üzgün olduğunu belirten Tutan, “Çocuklarımı evlendirdim. Emekli maaşım evimiz kendimize ait olduğu için bize yetiyor. Arada bir evlere giderek yorgan dikiyorum. Kiralarının çok yüksek olması nedeniyle bu mesleğimi bir başkasına öğretmeden dükkânı kapatmam beni ziyadesiyle üzüyor. Bilindiği gibi evlere giderek yün ve pamuk çırpan hallaçları artık görmemiz mümkün değil. Çünkü tarihe karıştı. Sahip çıkılmazsa bizde öyle olacağız” ifadelerini kullandı.
YETKİLİLER MESLEĞE YARDIM ELİNİ UZATSIN
İşlerinin iğneyle kuyu kazmak gibi olduğunu söyleyen Hanifi Tutan, şu şekilde devam etti: “Yetkililerden talebim bu geleneksel el sanatlarımızdan olan yorgancılığın unutulmaması ve yaşatılması için tarafıma bir dükkân temin edilmesidir. Yanımda yetiştireceğim birkaç kişi hem bu işi öğrenmiş olur hem de geçim sağlamış olurlar. Hani bir söz vardır, iğneyle kuyu kazıyorum diye. Gerçekten bizim iş iğne ile kuyu kazımaya benziyor. Sermayemiz bir iğne, bir top iplik ve alın terimizdir. Bu mesleğin kaybolup tarihi karışmaması için yetkililerden destek bekliyorum.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.