Özalp Yarımca’yı yalnız bırakmayacak

AHMET ÇAKIR/DARENDE İlk dönemlerde nüfus azlığını bahane ettiklerini ve nüfus artmasına rağmen yine hizmetin gelmediğini belirten Yarımca muhtarı Emine Sevinç Özalp, büyükşehre köyden oy çıkmadığı için hizmetlerin gelmediğini söyleyerek dördüncü dönem de aday olduğunu açıkladı. Özalp, “Dördüncü dönem de adayım, yani birazcık inat yüzünden adayım. İnat ediyorum ben de. Yani onlar pes etmiyorsa ben de pes etmiyorum. Kendi gayretimle bir şeyler yapabildim. İşte geldiğinde iki tane elektrik direğinde, Nuh Nebi’den kalma aparatlar vardı. Trafonun dahi sigortası artık Türkiye'nin hiçbir yerinde kalmayan porselen sigortalarla çalışıyordu. Ne bileyim her taraf Ürgüp harabesi gibiydi. İnsanların günlük yaşamı çok farklıydı. Tuvalet, banyo, mutfak düzeni yoktu. Benim yaşadığım yerde herkes medeni yaşasın isterim. Ben gittiğim yere değil, gittiğim yer bana uymalı. Ben nasıl yaşıyorsam çevremdekiler de öyle yaşamalı. O düşünceyle hareket ederek siyasilerden gelecek bir şey beklemeden kendi gücümle birtakım şeyler yaptım. İşte trafo değişti, aparatlar değişti. Şu anda ev sayımdan daha çok elektrik sokak lambam var. Herkes güvenli gitsin gelsin istiyorum” ifadelerini kullandı. NÜFUS ARTTI YİNE HİZMET YOK İlk olarak kendi ekonomik gücüyle yaptığını belirten Özalp, “İlk ben kendi gücümle onları yaptım ama sonra bu trafo için falan ben ona müdahale edemem. Kendileri artık baktılar ki bir şeyler yapılıyor işte geldiler, sağ olsunlar trafoyu yaptılar. İnsanların daha konforlu yaşaması için çok anormal paralar harcamadan önayak oldum ve yapıldı. Kimse yoktu. Yani üç tane vardı. İlk geldiğimizde bana kaymakam şey demişti. Nüfusu biraz çoğaltabilseniz, ‘Kimse yoktu çünkü. Yani oy kullanmak için dahi iki tane aile vardı’ Ondan sonra tabii gençlerimiz bu köyü tercih edince, şimdi çocuğumuz da var. Nüfusumuz da değişti yine bir şey yok. Baharda gittim belediyeye teşekkür ettim. Bekliyorlar niçin acaba? teşekkür ediyorum diye. ‘Yani bir tane park yeter bize iki tane yapmak için uğraşıyorsunuz!’ Anladılar. Onlar da benimle birlikte yani güldüler” şeklinde konuştu. “VALLAHİ SIFIR DEDİM” Hizmetten önce önyargıların kaldırılması gerektiğini belirten Özalp, ““Selahattin başkan ilk toplantısı olmadan önce kaç oy çıktı partiye diye sordu, ‘Vallahi sıfır’ dedim ‘anlayamadım’ dedi. İlk toplantıda Selahattin Başkan herhalde oya göre mi yazıldı isimler. Bana sıra geldiği zaman ‘nasıl olsa gelmemiştir’ dedi. Ben orada oturuyorum bir tane kadın benim ikinci bir hanım yok. Salondakiler, ‘başkanım burada muhtarımız’ dediler. Yani o kadar önyargılılar. Şimdi böyle düşünen bir insanın bana bir hizmet vereceğini düşünebiliyor musun? Çöpü bile geçen sene getirtebildim düşünebiliyor musunuz? Bir varil geldi bize. On beş günde bir alıyorlar, haftada bir olması gerekirken on beş günde bir alıyorlar” dedi. “SAYGI DUYMAM İÇİNDE VERİLEN VAATLERİ YAPMALARI LAZIM” Darende Belediyesinin hiçbir yetkisinin olmadığını belirten Özalp, şöyle devam etti: “Darende Belediyesi, bir tek temizlik hizmetleri üstlenmişler herhalde. Yani artık ben bir şey söyleme ihtiyacı duymuyorum. Çünkü her söylediği toplantıda not alınıyor, resmi yazı deniyor, resmi yazı ile müracaat ediyoruz. Sonra bir başkan yardımcısı görevlendiriliyor ona bildireceksiniz deniyor. Ona bildiriyoruz bilgisayara giriyorlar. Yine bir şey yok. Yani gökten taş yağsın bize öyle bir şey yapacaklarına inanmıyorum. Çünkü oy çıkmıyor. Gidip yalvarmam kimseye. Otuz üç yıl ciddi kurumlarda ciddi görevler yapmış bir insanım. Yapacağım şeyi ‘yaparım’ derim. Yapmayacağım şey de ‘yapmam’ derim. Dolayısıyla kişiye sormuşlar karşımdakini nasıl bilirsin, kendim gibi demiş. Şahsen üç kere, dört kere gidip taciz etmeye utanırım. Çünkü bana öyle gelen olursa beni sinirlendirir. Çünkü ben yapacaksam yaparım derim. Dolayısıyla gidip de düğme iliklediğim insanlara saygı duymam lazım. Saygı duymam içinde verilen vaatleri yapmaları lazım.” YAPICI İNSANLAR GELSİN Köye daha fazla insanın gelmesini istemediğini belirten Muhtar Özalp, “Neden dersen şimdi insanlar yapıcı gelirlerse başımızın üstünde yeri var ama yıkıcı gelirlerse çekilmez, oluyorlar. Özellikle bu ekonomik sıkıntı döneminde bizim paramızın pul olduğu şu dönemde. Dışarıdan gelen yazlıkçılar diyelim yüz doları cebine koyup, burada on bin lirayla yaşayan insanlar” dedi.