Rezerv alanı çılgınlığı!

Malatya’da her an bir şey olabilir beklentisi insanlarda çok yaygınlaştı. İnsanların yaşadığı yer gidiyor, tek tepki, “Böyle karar alınmış” oluyor. Evin, dükkanın 6 Şubat depreminde yıkılmamış olabilir. Hatta mülkiyetin depremde hasar almış sonrasında oturmak için tadilat, güçlendirme bile yaptırmış olabilirsin. Malatya’da yaşıyorsan, bunların hiçbir önemi yok. Çünkü şehir, şehir değil adete yapboz tahtası. Herhangi bir bölge için her an bir karar değişikliği olabilir, yaptığınız masraflar da üstüne cabası olur. Malatya’da rezerv alanı olayı sanki iyice çığırından çıktı. Ne ev sahipleri evim var diyebiliyor ne kiracılar bu evde oturuyorum diyebiliyor. Önce rezerv alanı ne diye bakalım. Rezerv alan; “Şehir planında gelecekteki şehir gelişimi ve ihtiyaçları için ayrılmış veya ayrılması planlanan alanları” ifade eder. Bu tanımda şehir planında söz ediliyor. Bu şehrin bir bütün projesi var mı yok mu; bunu bilmiyoruz. İşyerleri diye çarşı merkezde yapılan bölge gözler önünde. Bir şehri yeniden baştan kuruluyorsunuz ama küçücük, ucube dükkanlar esnafa ve Malatya’ya layık görülüyor. Her geçen gün mahalle mahalle, bölge bölge rezerv alanları artırılıyor. Kim garanti edecek yeni yapılan yerlerin çarşı projesi gibi ucube alanlar olmayacağını ya da şehrin bir bütün proje kapsamında yapılacağını. Cevap veriyorum; hiç kimse. Rezerv alanı ilan edileceğinden habersiz evini taşımışsın bir sürü masraf etmişsin, oturuyorsun pat mahalle “rezerv alanı ilan edildi, 15 günde boşaltın” yazıları asılıyor. Kışın ortasında nereye gideyim? Ev nasıl bulayım? deseniz de tıpış tıpış evi boşaltmak zorundasınız. Yok senin bebeğin, hastan, yaşlın varmış bir önemi yok! İşyerleri de aynı durumda adam tadilatını yapmış işini yapıyor. Koca mağazalar 15 günde nasıl yer bulsun nasıl taşınsın? Yer mi var ki bula? İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ve Veli Ağbaba haricinde siyasilere bakıyorsun halinden oldukça memnun ki şehir akıllarına gelmiyor. Şehir yangın yeri ama bu yangın nasıl söndürülür, diye bakan yok. Bu vekilleri kim seçtiyse bir sorsun “Ben seni niye seçtim? Şehir için ne iş yapıyorsun” diye. Bu yazıyı okurken “insanlar dava açsın, evlerinden çıkmasın, haklarını arasınlar” dediğinizi duyar gibiyim. Hukuki süreç başlatsanız da eviniz-işyeriniz çoktan gitmiş oluyor. Düzensizlik, değersizlik deyince aklınıza Malatya gelsin. Bu kararlar neye göre, kime göre yapılıyor? Daha insani bir çerçevede yapılamaz mı? 6 Şubat’ta ölmedik diye suçlu muyuz? Bu şehri bırakıp gitmedik diye yaşama hakkımız yok mu? İlde söz sahibi olanlar ne olur artık bir masaya oturun, nereye ne yapılacaksa karar alın; biz de ona göre planlarımızı yapalım. Malatya’da insanlar patlamaya hazır bomba gibi. İnsanları belirsizlikten kurtarın.