Allah’a cevabınız var mı?

31 Mart yerel seçimlerde Darende Belediye Başkanı seçilen Alican Bozkurt ve Bozkurt’a yakınlığıyla bilinen Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in seçilmesinin Darende’ye olumlu yansıyacağını düşünmüştük ve “Umudumuz Alican Bozkurt” demiştik.

Şimdi yanıldığımı anladım. Seçimin üzerinden yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen yapılan bir çalışma yok. Bazı guruplar, belediye başkanının etrafına toplanmış; günü geçirmek derdindeler.

“TOKİ ne zaman evleri teslim edilecek?” diyoruz, “Sen muhalefetsin” diyorlar.

“Depremzedeler için yapılan köy evleri, ne zaman teslim edilecek? Diyoruz, “Sen bizi sorgulayamazsın” diyorlar.

“Ağır hasarlı evlerin enkazı, ne zaman kalkacak?” diyoruz, “Sen gazeteci misin?” diyorlar.

“Bu soruların muhatabı siz değilsiniz, ben size sormuyorum” diyorum; “Yok sen art niyetlisin” diyorlar.

“Darende’de çeşme suyu içilmiyor” diyorum, “Çeşmeden su içmeyin” diyorlar.

“MASKİ, bu sıcakta çadırda hizmet vermeye çalışıyor” diyorum, “Birkaç ay içinde hava serinler” diyorlar.

“İtfaiye binası yok, hayvan pazarında kalıyorlar” diyorum, “On yıldır idare ediyorlar biraz daha sabırlı olsunlar” diyorlar.

“İlaçlama yetersiz, ekip sayısını artırın vatandaşlar rahatsız” diyorum, “Üç ay sonra havalar soğur” diyorlar. 

“Mahalle yolları köstebek yuvası gibi bakın” diyorum, “Mehmetpaşa-Sayfiye arasına üç kamyon asfalt döktük; sosyal medyada görmedin mi?” diyorlar.

“İlçemizde geçen D-300 devlet karayolunun birçok kör noktalarında sürekli kaza oluyor” diyorum, “Elâzığ Karayolları Bölge Müdürü ve ekibi bizleri ziyaret etti, biz de teşekkür ettik” diyorlar.

“Bu ülkede virüs vakası yaşandı. 11 ilde deprem yaşandı” diyorum, “Bizim tabale vergilerimizi verin” diyorlar.

“İsa Özkan, döneminde bir kişinin yaptığı işi şimdi yedi kişi yapıyor” diyorum, “Bunlar benim akrabalarım diyorlar.

“Basınla sorun yaşanmasın diyorum”, “siz yaptıklarımızı çarpıtıyorsunuz” diyorlar.

“Memleket sevgisinin iktidarı-muhalefet olmaz” diyorum, “Bizim sosyal medyacı arkadaşlarımız” var diyorlar.

“Belirli saatlerde belediye fırınında ekmek kalmıyor” diyorum, “Talep fazla” diyorlar; “Üretimi artırın” diyorum, “Gurbetçiler gittiğinde normale döner” diyorlar.

İnanın akış böyle devam ediyor gidiyor. Bazen bunlar; vatandaşlarla dalgamı geçiyor, yoksa vatandaşı önemsiz mi görüyorlar diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Anlamak da çok zor.

Evet her şeye bir cevabınız var farkındayız ve cevaplarınızı duyuyoruz. Kul hakkı karşısında Allah’a da cevabınız hazır mı?