Günpınar’dan salatalık aldınız mı?

AHMET ÇAKIR/DARENDE

Yıllardır yöresel ürün ve seracılıkla geçim sağlayan 46 yaşındaki Ali Malcanlı, Günpınar’daki tezgahında günlük olarak serasında topladığı ürünleri taze taze satıyor. 2000 yıllarında Darende’de seracılığın baya yaygın olduğunu ve ilçede o dönem 75 sera olduğunu belirten Ali Malcanlı, Darende’nin ikliminin ve toprağının seracılık için çok uygun olduğunu belirterek, “Ekonomik şartların zorlaştığı ve işsizliğin arttığı bu dönemde vatandaşlarımız neden bu tip işlere yönelmiyor” dedi.

70 SERA SEBZE ÜRETİMİNİ YAPIYORDU

2000 yıllarda ilçede 70’den fazla seranın olduğunu vurgulayan Malcanlı, “Seracılığa başlamam biraz komik oldu. İlçe Tarım, sera dağıtıyordu. Başvuru yaptım ama alamadım. Bu da benim hırs yapmama neden oldu. Çukurova’da yaşayan hemşerilerimi aradım, sera araştırmalarını istedim. Onlar da Osmaniye’de buldu ben de gidip alıp geldim. Serayı buraya kurdum; tam 23 senedir bu işle uğraşıyorum. Çok iyi kazandığımız yıllar oldu. Karsız yıllarımız oldu ama Allaha şükür kimseye muhtaç olmadan bugünlere geldik. 2000 yıllarında Darende de seracılık yaygınlaşmaya başlamıştı ilçede 75 sera vardı. Seraların varlığı sebzede dışa bağımlılığı azaltıyordu ama zor olduğu için vatandaşların çoğu bıraktı, ben devam ettirdim. Hatta kışın maydanoz, kıvırcık ve maron yetiştiriyorum” ifadelerini kullandı.

SEBZELER DOĞAL

Müşterilerinin mevsime göre değiştiğini belirten Ali Malcanlı, “20O1 yılında başladığımız seracılık Darende’ye örnek oldu. İlçede yılın ilk yerli domates, biber ve salatalığını ben yetiştirim. İlçede belirli müşterilerim var, ürünlerimi genellikle onlara satıyorum. Seradan az az topluyoruz, onu tezgahımızda satıyoruz; tekrar satmak için gidip topluyoruz. Taze taze satıyoruz. Seralardan yetiştirdiğimiz sebzelerin doğal olduğunu vatandaşlar biliyor ve sormadan ihtiyacı kadar alıyor. Seralarımızda birçok sebze yetiştiriyoruz ama domates, salatalık ve biber ağırlıkta. Şu an 4 tane seram var. Fazla ürün topladığımda pazara gidiyorum. Müşterimiz mevsime göre değişiyor; yaz aylarında gurbetçilerden talep çok oluyor. Mesela burası yol üstü. Yolda geçenler; durup alışveriş yapıyor” şeklinde konuştu.

BELİRSİZLİK RAHATSIZ EDİYOR

Depremde evlerinin yıkıldığını bu nedenle ürün sattıkları dükkanda kaldıklarını belirten Malcanlı, “Eşimle birlikte çalışıyoruz. Darende sera için ideal bir ilçe; toprak var, su var. Neden yerli ve organik ürünlere yönelmiyoruz? Ekonomik şartların zorlaştığı ve işsizliğin arttığı bu dönemde vatandaşlarımız neden bu tip işlere yönelmiyor. Anlamış değilim. İyi bir gelecek için çalışmak zorundayız. Beybağı mahallesindeki evimiz depremde yıkıldı. Ailecek buraya taşındık dükkanımızda kalıyoruz. İlk zamanlar alışamadık ama mecbur kaldık. Deprem konutlarının yapımı belirsizliğini koruyor. Bilgi de vermiyorlar; yıkılan evin yerine ev yapmamıza da müsaade etmiyorlar. Sonu ne olacak bekleyip göreceğiz” dedi.

DARENDE BADEMLE ANILACAK

Bölgede binlerce badem dikildiğini belirten Ali Malcanlı, “Tezgahımızda kayısı ve kayısı çekirdeği, baden çekirdeği var. Yöresel olan ürünleri kendi bahçemde yetiştiriyorum. Talep fazla olursa Günpınar’da bildiğim yerlerden alıp satıyorum. Bu tezgahımızda sattığımı ürünlerin hepsi yerli ve organik. Darende’de yerli bademe ciddi talep var. Müşteriler soruyor; biz ‘bademler yerli’ dediğimiz zaman şaşırıyorlar. Birkaç yıl içinde Darende badem bölgesi olur. Darende’de binlerce badem ekildi. Onlar verim vermeye başlarsa, ilçemiz bademle anılacaktır” ifadelerini kullandı.